Terör örgütü PKK’ya yakın Yeni Hayat gazetesinde Nazım Hikmet hakkında çok tartışılacak bir yazı kaleme alındı. Müellif Müslüm Yücel’in “Türk Entelektüelleri” yazısında başta Nazım Hikmet olmak üzere Çağdaş Türk Edebiyatının değerli isimlerini gaye aldı.
Türk aydınının vatansever damarını gaye alan Müslüm Yücel, aydınların cumhuriyeti ve ulusal devleti savunan tutumunu “yaltakçılık” olarak nitelendirdi.
Yazının ilgili kısmı şöyle:
“Osmanlı/ Türkiye hiçbir vakit Batılı bir toplum, bir devlet olmadı; Türkler Asya-tikti, o denli kaldılar; batılılaşma ise bir tansiyon noktası olmaktan ileri gitmedi; bir yanda Batı dedikleri, rakipti; öteki yandan bu rakip, bir düşman, daha ilerisi, özenilen bir modeldi! Buradan bir aydın çıkamazdı. Aydın diye forma giyilip alana sürülen kimseler de acınası kimselerdi; sağ, sol diye ayrılmaları bile giydirilen formaya uygun adam arayışıydı. Tek özellikleri vardı, yaltaklanma.”
Cumhuriyet nesline saldıran Yücel; Hilmi Ziya Ülken, Macit Gökberk, Mübahat Küyel üzere isimleri “örnek” gösterdi.
NAZIM HİKMET İÇİN NELER DEDİ
Yazısının büyük kısmını, Türk Şiirini doruğu, Pablo Neruda’ya nazaran “Dünyanın en büyük şairi” Nazım Hikmet’e hakaret etmeye ayıran Yücel, “Bana nazaran yüz yıldır başımıza gelen bütün belaların adresi, Nazım Hikmet’tir” tabirlerini kullandı.
Nazım Hikmet’i siyasi istikametten Dostoyevski’yle kıyaslayan Yücel, Nazım’ın siyaseten MHP ve CHP’de karşılık bulduğunu öne sürdü. Hikmet’in oryantalizmi ve o dönemki Batı hayranlığını eleştirdiği “Piyer Loti” şiirini “linç” olarak tanımlayan Yücel, Nazım Hikmet’i Gladyo’nun 6-7 Eylül tertibiyle ilişkilendirmeye çalıştı. Yücel “Nazım, linçi ulusal reflekstir, buradan 6/7 Eylül’ün ayak sesleri geliyor” tabirlerini kullandı.
KUVAYİMİLLİYE DESTANI İÇİN “AF” İFTİRASI
Nazım Hikmet’in Kuvayimilliye Destanı’nı “af” için yazdığını öne süren Yücel, Destan’daki 26 Ağustos gecesinin anlatıldığı kısmı örnek göstererek “Bu şiir değildir, kul olmanın, dokümanıdır: Yaylanmak, kaymak, atlamak hareket bildiren fiillerdir, oluş ve kılıştırlar: Karanlıkta akan zati yıldızdır, doğrusu, karanlıkta yıldız üzere olmalıdır. Nasıl yaltaklanacağını bilmemek de acıdır; bazen “Sarışın kurt”, bazen, “mavi gözlü başkumandan” diyor. Mübalağa elbette, güzeldir, yoksa yıldız üzere kayan, kurt üzere bakan, tepeden bir tepeye atlayan birini, sanat olmasa anlayamayız!” kelamlarına yer verdi.
Nazım Hikmet için “Nazım, yaltaklanmayı sever; Ahmet Hamdi Tanpınar ve iki de bir Adnan Menderes’ten para isteyen Necip Fazıl’dan eksik kalmaz” sözlerini kullanan Yücel, yazısının sonunda terör örgütü ele başı Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılmasını savundu.
BU HAMASETİ NEREDEN ALIYORLAR
Yücel’in Türk Aydınına ve Nazım Hikmet’e saldırma yüreğinin kaynağı ise ayrıyeten bir tartışma konusu. Bilhassa Kültür Sanat dünyasındaki liberal akım bunun en büyük nedeni. DEM Parti’ye ve hatta PKK’ya takviye veren isimlerin ‘muhalif’ olması nedeniyle öne çıkarılması, PKK’nın kültür sözcülüğünü üstlenen Müslüm Yücel’e bu hamaseti ve haddi verdiği anlaşılıyor. Buna rağmen, Cumhuriyeti savunan ve ulusal başla düşünen sanatçı ve aydınların sessizliği de liberal akımın belirleyici olmasına neden oluyor. Bununla birlikte Nazım Hikmet’e “yaltakçı” diye hakaret eden Yücel’in desteklediği örgüt ABD’nin “kara gücü”, “stratejik piyonu”, “paralı askeri” pozisyonunda olduğu herkes tarafından biliniyor.