İzmir’de 12 Temmuz’da başlayan sağanak yağışın akabinde Bayraklı ve Konak’ta kimi cadde ve sokaklar suyla doldu, şoförler ve yayalar güç anlar yaşadı.
Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz, suyla dolan yolda elektrik akımına kapıldı.
Onu kurtarmaya çalışan İnanç Öktemay da tıpkı formda elektrik akımına kapıldı ve ikisi de hastanede hayatını kaybetti.
ESNAF OLAYDAN EVVEL İHBARDA BULUNDU: DUMAN ÇIKIYOR
Olay yerinde daha evvel mazgaldan duman çıktığı ve bu durumun esnaf tarafından yetkililere bildirildiği öğrenildi.
Ölümlerin akabinde belediyenin ve elektrik firmasının yaptığı çalışmada, kablolar yerin 50 santimetre altına alınarak sorun giderildi.
Bilirkişi raporuna nazaran, ölümlerin, yağmur tahliye mazgalına sıkışan ve zedelenen bir kablodan kaynaklandığı belirtildi. Kabloların derinliğinin olması gerekenden az olduğu ve her iki kurumun da ihmallerinin bulunduğu söz edildi.
Soruşturma kapsamında birinci olarak gözaltına alınan 30 bireyden 14’ü tutuklandı. Bir kişi kanser tedavisi nedeniyle hür bırakılırken bir şüphelinin de yurt dışında olduğu öğrenildi. Daha sonra gözaltına alınan 11 kişi ise isimli denetim koşuluyla hür bırakıldı.
“DENİZ VE ÖKTEMAY’IN KUSURU YOK, OLAY ÖNLENEBİLİRDİ”
Bilirkişi raporu, olayın öngörülebilir ve önlenebilir olduğunu, Deniz ve Öktemay’ın ferdî bir kusurunun bulunmadığını belirtti.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, 42 kişi hakkında ‘taksirle öldürme’ cürmünden 15 yıla kadar mahpus cezası talep etti ve cezanın yarı oranında arttırılması istendi.
“BİLİNÇLİ TAKSİR DEĞİL MÜMKÜN KAST”
Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet Abi, şüphelilerin en ağır cezayı almasını istediğini belirterek, olayda ‘bilinçli taksir’ değil, ‘olası kast’ ile adam öldürme cürmünün işlendiğini sav etti. Abi, şunları lisana getirdi:
“Alsancak’ta yağmur suyu ızgaralarının bulunduğu noktada kaçak elektrik akımına kapılarak ölen kızım Özge Ceren Deniz ve ona yadım etmek isterken hayata veda eden İnanç Öktemay’ın vefatıyla ilgili olarak, şüpheliler hakkında ‘bilinçli taksirle vefata neden olma’ hatasından iddianame, ceza mahkemesine gönderildi. Fakat 2 kişinin vefatıyla sonuçlanan olayda ‘bilinçli taksir’ değil, ‘olası kast’ ile adam öldürme hatasının gerçekleştiğini tez ediyoruz. Zira mümkün kast; hatanın yasal tarifindeki fiilin gerçekleşebileceğinin mümkün yahut mümkün bir formda öngörülmesine karşın, sonucun meydana gelmesinin göze alınması, adeta ‘olursa olsun’ biçimindeki bir niyetle fiilin işlenmesidir. O nedenle kızım Özge Ceren Deniz’in vefatına sebep olan tüm hatalıların ‘olası kastla’ öldürmeden yargılanması istiyoruz. Avukatımız eşliğinde argümanlarımızı yargılama boyunca da sürdüreceğiz”
“HAYALLERİ VARDI”
Abi, kızının hayalinin doktor olarak memlekete hizmet etmek olduğunu ve Türk adaletinden hatalıların en ağır cezayı almasını beklediğini söyledi. Acılı baba şöyle konuştu:
“Kızım Özge, TOBB Osmaniye Fen Lisesi’nden mezun olup, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandı. Başarılı bir öğrenciydi. Geçen yıl İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçiş yaptı. Akıllı ve düzgün ahlaklı bir çocuktu. Onun da hayalleri vardı. Hayali, bu memlekete doktor olarak hizmet etmekti. Memleketini çok seviyordu. İhmal sonucu yağmur suyunda elektrik akımı sonucu vefat etmesi, bizleri derinden yaraladı. Türk adaletinin bu cinayete bulaşan kurum, kuruluş ve insanlara en ağır cezayı vermesini bekliyoruz. Her kurum yahut şahıslar işini düzgün yapmalı”